30 AĞUSTOS ZAFER BAYRAMI KUTLU OLSUN.

30 Ağustos Zafer Bayramının Önemi Nedir?

Birinci Dünya Savaşından yenik çıkan Osmanlı İmparatorluğu 30 Ekim 1918 tarihinde Mondros Mütarekesini imzalamak zorunda kaldı. 1881 yılında Duyun-u Umumiye İdaresi ile ekonomik bağımsızlığını kaybetmiş olan imparatorluk, Mondros Mütarekesi ile siyasi bağımsızlığını da yitirmiş oldu. Mütarekenin 7. maddesi, itilaf devletlerinin güvenliklerini tehlikede gördükleri stratejik yerleri işgal etmelerine izin veriyordu ve Anadolu topraklarının fiilen işgali kısa süre içinde başladı. Son olarak 15 Mayıs 1919’da Yunan kuvvetlerinin İzmir bölgesine yaptıkları çıkarma, üç yıl sürecek olan Milli Mücadelenin fitilini ateşledi.

Kurtuluş Savaşı’nın her aşaması; detaylı bir şekilde değinilmesi gereken kararları, olayları ve muharebeleri içeriyor. Anadolu’nun dört bir köşesinde başlayan direniş hareketlerinden düzenli ordulara geçilmesi, Milli Mücadele’nin planlanması ve örgütlenmesi için düzenlenen Erzurum ve Sivas Kongreleri, ulusal bağımsızlık vurgusu ile Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerini oluşturan ilk kuruluş belgesi olan Amasya Genelgesi, 23 Nisan 1920’de Türkiye Büyük Millet Meclisinin kurulması ve Doğu, Güney ve Batı cephelerinde yaşanan savaşların her biri bir milletin maddi ve manevi bütün varlığıyla sergilediği büyük iradeyi gösteriyor.

Büyük Taarruz’a giden yolda Batı Cephesinde yapılan savaşların üç aşaması olduğu söylenebilir. I. İnönü (9-11 Ocak 1921), II. İnönü (28 Mart - 4 Nisan 1921) ve Dumlupınar (13-15 Nisan 1921) Muharebelerinin yapıldığı birinci aşamada hedef, işgal kuvvetlerini lojistik kaynaklarından uzaklaştırarak yıpratmaktı. “Stratejik savunma” olarak tanımlanan ve Sakarya Meydan Muharebesinin yapıldığı ikinci aşamada ise Türk ordusu 23 Ağustos - 13 Eylül 1921 tarihleri arasında yaklaşık 100 kilometrelik bir cephede Yunan ordusu ile mücadele ederek çok önemli bir zafer kazandı. İnisiyatifin Türk ordusuna geçmesi açısından büyük önem taşıyan Sakarya zaferinin ardından, ordunun savunma düzeninden taarruz düzenine geçmesi için hazırlıklara başlandı. Askeri hazırlıkların yanı sıra siyasi anlamda stratejik çalışmalar yapıldı ve Misak-Millîyi dünyaya açıklamak ve kabul ettirmek için çok sayıda adım atıldı. 1922 yılının Haziran ayında, taarruz için hareket kararı alındı.

Zafere Yürüyüş ve Büyük Taarruz

25 Ağustos 1922 günü tüm koşullar Türk ordusunun 1.Ordu ile Afyon’un güneybatısından taarruz başlatması için son derece uygundu. 24 Ağustos’ta başkomutanlık karargâhı Afyon’un Şuhut kasabasına taşındı. Kasabada bulunan Hacı Veli Konağı ordunun karargâhı olarak kullanıldı. Mustafa Kemal Paşa taarruz için son hazırlıklarını buradan yürüttü. 25 Ağustos’ta ise Kocatepe’ye doğru yaklaşık 14 kilometre sürecek olan yürüyüş başladı. Çakırözü köyünde verilen kısa bir molanın ardından tekrar yola çıktılar ve hava ağarmadan taarruzun yönetileceği Kocatepe’ye vardılar.

Taarruz emri 26 Ağustos 1922 Cumartesi sabaha karşı verildi. İlk gün Büyük Kaleciktepe'den Çiğiltepe'ye kadar 15 kilometrelik bir bölge ele geçirildi. 27 Ağustos sabahı yine tüm cephelerden saldırıya geçen 1.Ordu, Afyonkarahisar’ı geri almayı başardı ve karargâh buraya taşındı. 28 ve 29 Ağustos günleri neredeyse bütün Yunan tümenleri çevrildi, çekilme istikametleri ve ulaşım yolları kesildi. 30 Ağustos günü Mustafa Kemal Paşa'nın ateş hatları arasında, bizzat Zafertepe'den idare ettiği savaşta düşman ordusunun büyük kısmı dört taraftan sarıldı, tamamen yok edildi veya esir edildi. Aynı günün akşamında Türk birlikleri Kütahya'yı geri aldı. Başkomutanlık Meydan Muharebesinin sonunda, İzmir’e kadar Türk ordusunun karşısında savaşacak Yunan birliği kalmamıştı.

Sonrasında hepimizin çok iyi bildiği o emir geldi: “Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz’dir, ileri!” Yunan birliklerinin tekrar toplanmasına izin vermemek için başlayan takip harekatı ile sırasıyla Uşak, Balıkesir, Aydın, Manisa ve son olarak 9 Eylül günü İzmir işgalden kurtarıldı.
Büyük Taarruz hem askeri hem de siyasi açıdan Türk Kurtuluş Savaşı'nın en önemli dönüm noktalarından biriydi. Türk ordularının Yunan işgaline karşı kazandığı zafer, Türkiye'nin bağımsızlık ve egemenlik mücadelesini destekleyen temel taşlardan birini oluşturdu. Zaferin ardından 11 Ekim 1922’de imzalanan Mudanya Ateşkes Anlaşması ile Doğu Trakya, silahlı çatışma olmadan Yunan askerinden temizlendi. 24 Temmuz 1923’te imzalanan Lozan Barış Antlaşması ile de bağımsızlığımızı tüm dünya kabul etti.

Zorlu koşullar altında yıllarca süren, maddi ve manevi bütün kaynakların sonuna kadar kullanıldığı topyekûn bir mücadele olan Kurtuluş Savaşı, Büyük Taarruz zaferi ve ardından gelen siyasi başarılarla bağımsız Türkiye Cumhuriyetine giden yolu açtı ve 29 Ekim 1923’te Cumhuriyet ilan edildi.

Zafer Yürüyüşü: Mücadelenin ve Bağımsızlığın Sembolü

Tarihimizin en önemli dönüm noktalarından birisi olan Büyük Taarruz sürecinde kilit rol oynayan mekânlar ve güzergâhlar, ulusal mirasımızın bir parçası olarak koruma altına alınmış durumda. Başkomutan Mustafa Kemal Paşa ve komutanlarının 25 Ağustos 1922 gecesi Kocatepe’ye ulaşmak için gerçekleştirdikleri yürüyüş ise somut olmayan kültürel mirasımız olarak her yıl 25 Ağustos gecesi “Zafer Yürüyüşü” adı altında yeniden yaşatılıyor.

Zafer Yürüyüşü ülkemizin ilk kültürel rota miraslarından birisi olan Zafer Yolu’nda gerçekleştiriliyor. Şuhut Kasabası’ndan taarruzun başlatıldığı ve ilk akınların yönetildiği 1874 metre rakımlı Kocatepe'ye ulaşmak için izlenen güzergâh, T.C. Afyonkarahisar Valiliği’nin önderliğinde hayata geçirilen proje kapsamında 2005 yılında “Zafer Yolu” adıyla kültür rotası olarak tescillendi.


29-08-2023



Yazdır

Paylaş Facebook  Paylaş twitter  Paylaş google  Paylaş linkedin



  Beğen | 10  kişi beğendi